"Kötü bir araştırma sorusundan basit bir cevap beklenir; evet ya da hayır"
Bir araştırma sorusu yazmak zordur. Genellikle düşündüğümüzden çok daha fazla zaman alır.
Araştırma sorusu, araştırma tasarımınızın temelini oluşturduğu için gerçekten önemlidir. Araştırma tasarımınız sormuş olduğunuz soru veya sorulara cevap veya cevaplar bulmanıza olanak sağlar. Ve tabii ki önemli olan da budur. Doktora programına kaydolmanız ve/veya birileri tarafından bursla desteklenmeniz bu cevapları bulmak içindir.
İyi bir araştırma sorusunu oluşturanın ne olduğu hakkında farklı görüşler vardır. Ne yazık ki bir sorunun en iyi nasıl ifade edildiğine ve kaç soru olması gerektiğine dair evrensel bir görüş yoktur. Ben ‘çok soru sorma ve soruları basit tut’ düşünce okulunun mensubuyum, bu yüzden bu yazıyı okurken bunu akılda tutun. Fakat bir araştırma sorusunda tez savunma jürisinin ve araştırmayı fonlayanların neleri aradıkları ve neyi görmek istedikleri hakkında iyi bir fikre sahibim.
Araştırmada ne yapmamalısınız sorusuna cevap vermek ne yapmanız gerekir sorusuna cevap vermek kadar faydalıdır genellikle. Çalışmanızı inceleyen, değerlendiren veya eleştiren kişiler için neyin gerçekten işe yaramadığını bilmek asla zarar vermez. Bu yüzden çok özel ve titiz okuyucunuz tarafından sorgulanacak ‘Çok Kötü Araştırma Sorusu’ hazırlamak istiyorsanız yapmanız gereken 4 şey var.
Kötü bir araştırma sorusundan basit bir cevap beklenir; evet ya da hayır
Bir deney yapacak olsaydınız hipotezi evet/hayır şeklinde bir kelime ile cevaplanacak şekilde yapabilirdiniz çünkü bir şeyleri test ediyor olurdunuz. Fakat bir araştırma sorusu farklıdır. Evet veya hayır ile cevaplanabilen bir araştırma sorusu çok sıkıntılı olabilir çünkü sadece bir seçeneğe odaklanır.
Bir örnek verelim.
Yazma tavsiyelerinin herhangi bir etkisi var mı?
Elbette olumlu/olumsuz sonuca nasıl ulaştığınızı göstermeniz gerekse bile, bu tek kelimelik bir cevaptır: Evet veya hayır. (Öyle veya öyle değil) Ama bu yeterli mi? Belki bazı yazma tavsiyeleri bazı zamanlar, bazı insanlar üzerinde etkiye sahiptir. Ve neden evet ya da hayır’a ulaştığınızı bilmenize gerek yok mu? Belki de şöyle diyebilirsiniz:
Yazma tavsiyelerinin herhangi bir etkisi var mı? Eğer öyleyse (etkisi varsa) nedir?
Ama hala bir sorun var. Eğer ilk soruya cevabınız hayır ise o zaman biraz sıkıştınız demektir. Böyle olunca ne dersiniz:
Yazma tavsiyelerinin etkileri nelerdir?
Fakat biraz bekleyin, tam olarak neyi araştırıyoruz?
Kötü bir araştırma sorusu kapalı, müphem veya tartışmalı terimler/ifadeler içerir.
Yetersiz ve kötü araştırma soruları, genellikle daha az sıkıntılı olan terminoloji ile kolayca aşılabilecek bir sürü gerekçe ve açıklama gerektiren kapalı ifade kullanır.
Örneğe geri dönecek olursak. Soruda ‘Yazma tavsiyesinin etkileri nelerdir?’ diye sorduk. Burada sıkıntılı olan iki ifade vardır:
Yazma tavsiyesi: yazma tavsiyeleri ile ne kastedilmektedir? Hepsi aynı mı?
Burada daha spesifik olabilir ve çevrimiçi yazma tavsiyelerinin ne gibi etkilere sahip olduğunu sorabiliriz. Soru öncekinden daha fazla tanımlanmış oldu ve çok fazla zorluk çekmeksizin araştırmanın çevresine bazı sınırlar koymanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu örnekte sadece ‘çevrimiçi’nin ne olduğuna bakıyorsunuz. Bununla birlikte soru hala tüm yazma tavsiyelerinin aynı olduğunu varsayıyor.
Fakat ikinci bir sıkıntı daha var. Etkileri ifadesiyle ne kastedilmektedir? Bu, yazma tavsiyeleri gibi bir şeyin etkili olması gerektiği anlamına mı geliyor? Bir şeyin etkili olduğunu hangi temel üzerinden yargılarsınız? Ve eğer bu sadece ne olur anlamına geliyorsa, problem daha da büyüyor. Kime göre, ne sıklıkta ve neye göre…
Yani başka bir sorun daha var…
Kötü bir araştırma sorusu hatları belirsizdir ve odaklanmamıştır.
Odaklanmamış bir soru ne, kim, ne zaman veya nasıl veya bunların hepsinin kombinasyonunu betimlemede başarısızdır.
Bu yüzden örneğe geri dönecek olursak, Çevrimiçi yazma tavsiyesinin etkileri nelerdir?
Sadece bu etkilerin ne olduklarını bilirsek, bu etkileri kimin deneyimlemesi gerektiğini düşünürüz? Gerçekten okuyucuların yazma tavsiyelerinden çıkardığı şeyi mi kastediyoruz? Nasıl kullanıyorlar? Bunun hakkında ne düşünüyorlar? Buna nasıl erişiyorlar? Aklımızda herhangi bir özel okuyucu kitlesi var mı? Ve aklımızda özel bir yazma tavsiyesi var mı?
Peki burada bu sorun setleri üzerine gitmek için bize biraz aşama aldıracak bazı yollar var. Yeni başlayan doktora araştırmacıları çevrim içi yazma tavsiyelerini nasıl bulur, anlar ve kullanır?
Bir grup belirlenir. Anlaşılmayan ifadelerden olan ‘etkileri’ ayrıntılandırılır. Soru bir cevap beklemiyor. Soru şimdi, tıpkı eldeki vakıa olan ‘tavsiyeler’de ve herhangi bir metinde olduğu gibi artık kavramsal bir çerçeveye dayanmaktadır. Yazar bunun üzerine neyi yorumlayacağı ve karar vereceği konusunda bir faaliyet alanına sahip olur.
Ve konu araştırılabilir. Böyle bir soruya eşlik edecek araştırma tasarımını hayal etmek zor değil.
Soru çevrimiçi yazma tavsiyesinin kullanılmaması ile birlikte farklı kullanım türlerini de öngörecek kadar açıktır. Katılımcıların kim olacağını öngörür ve odak noktasını literatür aracılığıyla gerekçelendirir. Evet, doktora araştırmacılarının akademik yazımla ilgili sıkıntı yaşadıklarını iddia eden bir literatür var.
Ama sorunun hala kusurları var. Araştırma doktora öğrencileri dışındaki kesimi dışarıda bırakıyor; mesela kariyerinin başındaki araştırmacılar veya tez danışmanları gibi. Onları da kapsamalı mı? Ya da bu farklı bir araştırma projesi olabilir mi?
Belki ne tür yazı tavsiyelerinin kullanıldığını ve bunların ne zaman kullanıldığını belirlemeye yardımcı olacak tamamlayıcı bir soru eklemek istiyoruz.
Fakat soruyu çok daha spesifik hale getirebiliriz.
Kötü bir araştırma sorusu her şeyi sonsuz derecede sınırlar.
Bir şeyi odağa alma sürecinden çok spesifik olmak çekici gelebilir. Buradaki tehlike, ilgi çekici olabilecek çok fazla olasılığı göz ardı ediyor olmaktır.
Bir İngiliz üniversitesinde beşeri bilimler alanında ilk yıl doktora araştırmacıları tezleri için yazma tavsiyelerini nasıl anlar, bulur ve kullanırlar? dersek; o zaman belki bu çok fazla seçeneği dışarda bırakır.
Bir disiplini, bir yılı ve bir üniversiteyi belirtmenin avantajları/dezavantajları hakkında dikkatlice düşünmek zorundayız. Ayrıca bu araştırma sorusunun çevrimiçi tez yazma tavsiyeleri ile ilgili literatürde nasıl konumlandığını da dikkate almalıyız. Bu sınırlı çalışma halihazırda orada bulunanlara ne katıyor? Bu kadar sıkı odaklanmış bir çalışmanın sunabileceği katkı nedir? Bu yeterli midir? Bu önemli bir katkı mıdır? Yeterince cezbedici midir? Bu gerçekten sormaya değer bir soru mudur?
Çetrefilli. Biraz zaman alacak ve birçoğu bu sorulara tam olarak cevap bulmuş bir duruma gelmiyor. Çok anlaşılmaz/müphem değil. Çok sınırlı değil. Tam yerinde.
Jüri muhtemelen bir araştırma sorusu için ne kadar ayrıntıya ihtiyacınız olduğu konusunda daha açıktır. Fakat jüriler, hakemler ve değerlendiren kişiler arasında odaklanma eksikliği, muğlaklık, iki anlamlılık ve kapalı sorularla ilgili sorunlar hakkında daha az tartışma var. Bunların hepsinin araştırma tasarımı ve sunabileceğiniz nihai sonuçlar için başınızı ağrıtacak olması şüphe götürmez.
Tekrar edeyim; uygulanabilir ve savunulabilir bir araştırma sorusu bulmak önemlidir. Kapsamlı bir araştırma süreci ve iyi yazılmış bir tez, kötü bir araştırma sorusunu ve onu takip eden kötü tasarımı telafi edemez.
Elbette, araştırma soruları hakkında söylenecek çok daha fazla şey var ve birçok kitap bu konulara değinmektedir. Fakat yukarıda listelenen dört sorun sadece sorularınızı nasıl formüle edebileceğinizi değil, aynı zamanda kendi araştırma sorunuzu da sorgulayıp amaca uygun olup olmadığını görmek için biraz düşünmeye başlamanızı sağlar.
Ve ileri okuma için… Çok sevdiğim ve tavsiye ettiğim bir kitap: Alvesson, M., & Sandberg, J. (2013). Constructing research questions: Doing interesting research. Thousand Oaks: SAGE.